Köpek Kişiliği ve İnsan-Köpek Etkileşimi

Son dönemlerde en çok popüler olan konulardan biri insan-hayvan etkileşimi, biliyoruz ki hayvanların davranış sorunlarında katkı en fazla insan etkileşiminden kaynaklanmakta, insan etkileşimi haricindeki davranış sorunları tüm popülasyonda %5-10 gibi diğer durumlara göre düşük bir oranda.

Özellikle araştırıcılar insanın duygusal durumunun köpeğe etkisi konusundaki sorulara cevap aramaktalar.

Bu sorulara çoğunlukla insan bakış açısıyla cevap verilmekte, bunun da gerçeği ne kadar yansıttığı tartışılabilir ama hayvanlar sağlık sorunu yaşadıklarında veteriner hekimlerine kendi başlarına ulaşma imkanları yok, insanlar bu durumu hasta ya da değil diye değerlendirerek hekime ulaştıkları için, insanların değerlendirmesi de çok önemli oluyor.

Amerika Michigan State Üniversitesi’nden Chopik’in 2019 Şubat ayında Journal Research in Personality dergisinde yayınladığı çalışmasında Köpeklerin yaş durumu ve insanla ilişkisinin kişiliğe/davranışlara etkisi araştırılmış ve bizim için önemli sonuçları sizlerle paylaşacağım.

  • Genç ve yaşlı köpeklerin korku düzeyleri benzerdir, safkan köpeklerde korku sorununun daha az olduğu belirtilmiştir.
  • Yaş arttıkça, insanlara karşı saldırganlık oranı artmıştır, safkan köpeklerde ve dişi köpeklerde saldırganlık erkeklere göre daha azdır.
  • Yaşlı köpekler gençlere göre diğer köpeklere daha az saldırganlık göstermiştir.
  • Hareketli ve heyecanlı köpeklerde kronik sağlık sorunları olma ihtimali daha fazladır.
  • İnsan saldırganlıkları eğitime duyarlı köpeklerde daha azdır,
  • Duygusal durumları olumsuz olan köpek sahipleri, köpeklerini korkulu, daha fazla hareketli ve eğitime daha az cevap verir olarak değerlendirmiştir.

Bu sonuçlara bakarak korku sorunlarının ve saldırganlık sorunlarının yaşla azalmayacağını vurgulamak gerekiyor, çoğu insan köpekleri yaşlandıkça sorunlarının azalacağını düşünse de çalışmalar bu durumun tam tersini ifade ediyor. Bununla birlikte doğru ve bilimsel metotlarla iyi şartlarda alınmış bir eğitim köpekte saldırganlık oluşmasını önleyebilir. Dişi köpeklerdeki saldırganlık durumunun daha az olması özellikle östrojenin beyin üzerinde olumlu etkisine bağlı olabileceği unutulmamalı ve erkek köpeklerin kastrasyonu ile saldırganlığın azalacağı yanlış düşüncesine kapılınmamasının altını çizmek gerekir.

Gökhan DURUKAN

Uzman Veteriner Hekim (Veteriner Davranış Uzmanı)

Tasma ile İlgili Gizlenen Bilgiler

Köpeklerde tasma kullanımı hem köpek, hem köpeği yönlendiren kişi,diğer köpekler hem de halk sağlığı açısından gereklidir. Yazıya başlarken tüm köpeklerde tasma kullanılması gerekli olduğu ve kamusal alanlarda tasmasız, uzatmasız dolaşmanın saygısızlık olduğunu ifade edebilirim.

Köpeklerde şu an için kullanılan tasmalar arasında en sağlıklılarının omuz tasmaları olduğunu ifade edebilirim. Yürüme konusunda sorun yaşamayan köpekler için boyun ya da bel tasmalarının kullanımı da uygundur. Buna ek olarak terapi alan, saldırgan köpeklerde de ağız tasmaları kullanımı uygundur.Her koşul ve şartta uygun olmayan tasmalar var ki, bunları ne amaçla kullanırsanız kullanın köpeğinize zarar veriyorsunuz.

Köpeklerde siz nasıl algılarsanız algılayın, görüntüsü nasıl olursa olsun, boğma(sıkma), dikenli(telli,batan), elektrikli/şok veren, spreyli gibi tasmalar, köpekler istenilen davranışı yapmadığında ya da köpek istenilmeyen bir davranışı yaptığında ceza veren tasmalardır.

Boğma tasmalar, kuvvet uygulandığında boğaz-boyun çapı daralan demir halkalar, kumaş, birbirine geçen demir materyal gibi farklı türden fakat aynı maksatla, çekildiğinde köpeğin boynuna baskı uygulayarak özellikle nefes borusuna, boyun ana damarlarına ve kaslarına baskı yaparak, önce nefes almada kısıtlama, damarlara baskı yaparak kan akışını aksatma ve kaslara baskı yaparak kas ağrısı yaparak köpeğe ağrı-acı-nefessizlik hissiyle ceza vermeyi amaçlamaktadır.

Bu tasmalar köpeklerde, nefes borusunda tahriş, kalınlaşma, farenks(yutak) ödemi,nefes darlığı, üst solunum yolları hastalıkları, boyun omurlarında kayma/fıtık ile fiziksel zarar verirken, köpeklerde cezaya bağlı olarak stres bozuklukları, korku, depresyon, anksiyete ile ilişkili saldırganlık, ayrılık anksiyetesi gibi köpeklerde sıklıkla görülen davranış bozukluklarının temelini oluşturan problemlere yol açmaktadır.

Dikenli tasmalar, boğma tasmaya ek olarak, dikenleri nedeniyle ağrı ve acı hissetirirken, bir de fiziksel yaralara daha hızlı yol açar ve dikenli telleri nedeniyle ağrı-acı daha fazla hissettirir.

Elektrikli, şok tasmalar, köpekler insanların gözünde hata yaptğında ya da istenilen bir şeyi yapmadığında köpeklerin boyun bölgesine istenilen düzeyde elektrik akımı vererek, köpeklere çarpılma hissi yaşatırlar. Bu tarz tasmalar, köpeklerde anksiyete bozuklukları, korku, stres bozuklukları yanı sıra fizyolojik olarak çarpılma nedeniyle kas rahatsızlıkları ve epileptik kriz benzeri bayılma, çırpınma, zıplama nöbetleri gibi nörolojik belirtiler oluşturur.

IMG_9509.jpg

Elektrikli/Şok Tasma

Sprey tasmalar ise, genellikle ses duyarlı olup, havlayan köpeklerde havalamaya ceza olarak kendi kendine köpeğe rahatsız edecek bir kokulu gaz sıkar, genelde burada biber gazları kullanılır.

Biber gazlar ya da diğer rahatsız edici gazlar fiziksel olarak, köpeklerde solunum sorunları, alerjik reaksiyonlar ve göz yanmaları ile sonuçlanırken, havlayama neden olan sorun ortadan kaldırmayacağı için, köpeklerin belirti göstermeden saldırmalarına ya da tasmaya direnç gösterme sonrası çok daha ciddi havlamalara neden olacaktır.

spray

Spreyli tasma

Bir çok ülkede,veteriner birlikleri, veteriner hekimler, davranış uzmanı veteriner hekimler, köpek eğitmenleri, hayvan hakkı savunucuları ve dernekler ceza verici boğma tasma, şok/elektrikli tasma, dikenli tasma ve spreyli tasmaların kullanımının hak ihlali ve istismar kapsamında olduğunu ifade etmektedir.

Ayrıca İtalya, İngiltere ve ABD’de bazı eyaletlerde bu tasmaların kullanımı yasalarla kısıtlanmıştır.

Umarım ülkemizde de bu tarz tasmaları kullanan köpek eğitmenleri, kurumlar, dernekler, öneren şahıslar, kullanan kişiler yaptıkları hatayı en kısa sürede algılayıp bu tarz ceza verici tasmaları kullanmaktan vazgeçerler.

Veteriner Hekim – Veteriner Davranış Uzmanı

Gökhan DURUKAN

Evcil Hayvanlarda Tuvalet İle ilgili Efsane ve Gerçekler

Evde yaşayan hayvanların davranış ya da psikolojik bozukluklarında ortak semptomlardan biri uygunsuz yere idrar ya da dışkı yapmaktır.

Bir çok insan kedisiyle köpeğiyle problem yaşadığında onlara ceza vermek ya da protesto etmek için bu davranışlarınpablo (66) ortaya çıktığını düşünüyor.

Çünkü çoğu görüşmede, kedi-köpek bakan insanlar, beni protesto ediyor, beni cezalandırıyor diye şikayetlerini dile getiriyor.

Doğru bir davranış anamnezi ile, tuvalet sorunun köpekler için hiçbir şekilde doğru öğretilemediği ve bu öğretilememe ile birlikte ciddi istismar yaşandığı görülebilir. İstismardan kastımız, su ya da yemeğin kısıtlanmasından, fiziksel ya da psikolojik şiddete kadar varabilir.

Köpeklere doğru tuvaletin öğretilmesi, doğru tuvalet zemini ve tuvalet tutabilme süresinin uzatılması ve hatta komut ile tuvalet davranışının bağdaştılrılmasına dayandırılmalıdır. Bunları doğru bir şekilde yapmadan köpeğinizin tuvaletini tutamıyor olmasından şikayet edemezsiniz. Bunlara ek olarak köpekler ortalama 5 aylık olana kadar gelişimsel olarak idrarlarını, 3,5 aylık süreye kadar da dışkılarını tutamamaları normaldir.

Kedilerde ise,tuvalet için kumlu eşelenmesi uygun bir alan doğal olarak tuvalet ihtiyacı için uygundur yani, kedinize ev içinde ulaşabileceği, kedi için uygun olan içinde kum bulunan bir alan tuvalet doğru yapılması için uygun olacaktır.

Tuvalet yanlış yapılıyorsa;

Mutlaka öncelikle medikal sebepler araştırılmalı, örneğin, merkezi sinir sistemi hastalıkları, medula spinaliste anomali ya da travmaya bağlı anatomik bozuklukları, idrar kesesi(vesica urineria)’nın otonom çalışmasını sağlayacak kas ve sinir gruplarından anatomik bozukluklar, penis, vagina anatomik bozuklukları, metabolik hastalıklar, tiroid hormon düzensizlikleri, insulin hormon bozuklukları, cushing sendromu vb.

Bazı ilaçların kullanımı da idrar oluşumunu arttırarak tuvalet sorunları oluşturabilir.

Bu durumlardan şüphelenildiğinde, davranış ve psikolojik muayene sonrası, medikal tetkikler gerekebilir.

Protesto ya da ceza neden hatalı veya yanlıştır.

Çünkü idrar kesesinin boşaltılması merkezi sinir sisteminin frontal korteksi ile denetlenmektedir, yani gönderilen sinirsel uyarım hem otonom sinir sistemi ile hem de uygun koşullarda bilinçle meydana gelmektedir.

Frontal korteksin çalışmasının bozulduğu, zihinsel işlevlerin karışıklaştığı durumlarda, ki bu durumlar, anksiyete(kaygı) bozuklukları, stres bozuklukları, korku/fobi ve kronik depresyon hallerinde, köpek zihinsel işlevsizlik(CCD) hastalığında (demans benzeri yaşlılık dönemlerinde oluşan bir hastalık), kedilerde yine yaşlılık dönemlerinde, zihin kontrolünün azaldığı ya da ortadan kalktığı durumlarda tuvalet sorunlarının oluştuğu bilinmektedir.

Duygu durum bozuklukları nedeniyle tuvaletini doğru yer ve zamanda yapamayan bir canlı, ne siz kızdınız diye sizi protesto ediyordur, ne de evden gidiyorsunuz diye cezalandırıyordur.

Tek sorunu yaşadığı duygusal karmaşadır.

İnsanlar bu tuvalet sorununa körükle yaklaşıp, kızıp, bağırıp, fiziksel şiddet uygulayıp yani hayvanın burnunu idrara/dışkıya yaklaştırmaktan fiziksel darp etmeye varacak tüm davranışlarda, onun duygu durumunu daha da sorun yaşatacak karmaşaya ulaştırıyoruz.

Bazı durumlarda da canlılar, algı sorunları yaşayarak, bu davranışların insandan ilgi anlamına geldiğini öğrenebilir, hatalı tuvalet eylemini de insandan ilgi almak için sürdürebilir.

Unutulmamalıdır ki, insanla hayvanın yaşadığı ilk sorunlar tuvaletle başlayıp, perçinlenip, etkileşimleri bozulmaktadır. İstismar vakalarının çoğunluğunun temelinde ilk istismarlar hatalı tuvalet ile başlayarak devam etmektedir.

Doğru bir tuvalet düzeni veya bozulan düzenin yeniden kurulumu için google’dan, forumlardan, komşulardan uzak durup, bu konuda modern ve bilimsel bilgilere doğru kaynak ve veteriner hekimleriniz vasıtasıyla ulaşmaya çalışınız.

Veteriner Hekim(DVM), Veteriner Davranış Uzmanı(MSc)

Gökhan DURUKAN

Davranış Sorunu Yaşayan Köpekler Erken Ölüyor!

İngiliz araştırmacı Boyd ve arkadaşlarının 2018 yılında Animal Welfare akademik dergisinde yer alan çalışmalarına göre, davranış sorunu yaşayan köpeklerin erken öldükleri belirtildi.

Davranış bozuklukları ve bu bozuklukların profesyonel olmayan kişilerce çözüm

shutterstock_91175882

yöntemleri nedeniyle köpeklerin refah ve psikolojileri bozulmaktadır. Özellikle kaygı(anksiyete), korku-fobi gibi duygu durum bozukluklarında ve köpeğin doğal davranışlarının bilinmemesi nedeniyle doğal davranışlarının kontrolünde

aversif(kaçındırıcı) ceza yöntemlerinin kullanılması, köpeklerde bu davranışları ortaya çıkartan motivasyonları, yani nedenleri üzerinde durumu daha da kötüleştirici etkiye neden olmakta ve böylece köpeklerin sorunlarını arttırmaktadır. Artan sorunlar neticesinde çoğu köpek terk edilmekte ya da çözümsüz kalınarak ötenazi uygulanmaktadır.

Araştırmada 3 yaş altı köpeklerde davranış bozukluğu ile oluşan ölüm oranları diğerlerinden %33 daha fazladır.

Davranış sorunları nedeniyle ölen köpeklerde, ev değiştirme oranı %12 yani 10 köpekten biri düzelir umuduyla yeni bir eve gönderilmişti.

Ölüm oranları en çok saldırganlık %54 ve kontrolsüzlük nedeniyle oluşan trafik kazaları %39.(1)

Araştırmaya ek olarak, yoğun stres, kaygı ve korku problemleri sadece davranışları etkilememektedir. Bu duyguların ortaya çıkmasında fizyolojik değişiklikler de önemli rol oynamaktadır.

Stres-kaygı bozukluklarında ve depresyonda, yüksek kortizol ve adre

nalin salınımı nedeniyle, kalp-damar hastalıkları, tip 2 diyabet(şeker hastalığı), köpek zihinsel işlevsizlik(köpek demansı), böbrek işlev bozuklukları, mide-bağırsak hastalıkları(ülser, kolit), alerji sorunları, solunum yolu ve immun sistem(bağışık) sorunlarına bağlı infeksiyöz hastalıklara bağlı kronik hastalıklar ve ölüm riski artmaktadır.(2)

Kaynak:

1-Boyd ve ark. (2018), Mortality resulting from undesirable behaviours in dogs aged under three years attending primary-care veterinary practices in England, Animal Welfare, Volume 27, Number 3, 1 August 2018, pp. 251-262(12)

2-Durukan (2018), İnsan-Köpek Etkileşimi: Evcilleştirme, Sosyal Yapı, Zihin ve Davranış Bozuklukları, Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Ensitüsü,

Köpeklerde Görülen Psikolojik ve Psikiyatrik Bozukluklarının Belirtileri

Bir çok nedenle köpeklerde davranış bozuklukları görülebilir. Farklı nedenler birbirine yakın davranışsal semptomlarla kendini gösterir, ayrıca aynı davranış farklı zaman ve durumlarda farklı nedenlerle ortaya çıkıyor olabilir.

Aileler genellikle sorunun neden olduğu davranışı bize anlatarak o davranışa çözüm bulmamızı ve böylelikle köpeğin sorununun ortadan kalkacağına ve kendilerinin rahat edeceğini umarlar. Bu gündelik bizlere dayatılan tıbbın bizlere öğrettiği hatalı bir geçiştirme metodudur. İyi bir hekim öncelikle canlıyı rahatlatmak için şikayetleri ortadan kaldırmaya yönelik girişimlerde bulunsa dahi, asıl hedef olarak sorunu ortaya çıkartan etkenleri belirleyip, bu etkenleri canlıdan uzaklaştırmayı hedeflemektedir.

Bu nedenlerle klinik hayvan davranışlarında da, ortaya çıkan davranış bizim sonuç olarak ortadan kaldırmamız gereken bir davranış olmakla birlikte odak noktamız, köpeğimizde bu davranışı ortaya çıkartan mekanizmayı açığa çıkarmak ve bu mekanizmayı harekete geçiren etkenleri ortadan kaldırmak ya da etkenlerin canlıda bahsedilen mekanizmayı başlatma gücünü azaltmak veya yok etmek olmalıdır.

Köpeklerde farklı nedenlerle ortaya çıkabilecek, psikolojik ya da psikiyatrik sorun olduğunu ifade eden davranışlardan  sık görülen ve ailelerin de gözleyebileceği bazı davranışlar;

-Köpeğin uyku düzeninin bozulması, uyku düzeninde artma, azalma ya da sıklıkla bölünen uykular.

-Yemek düzeninde bozulma; iştahlı bir köpeğin iştahının kesilmesi, verilen gıdaları reddetme, hızlı ya da çok yavaş yemek yeme. Gıda olmayan cisimleri yeme

-Aşırı ve nedensiz havlama.

-Köpeğin oyuncağı olmayan eşyaları parçalama, çiğneme veya dağıtma.

-Vücudunun herhangi bir bölgesini aşırı yalama, ısırma, tüylerini koparma ya çiğneme.

-Seslerden korkma, kaçma, idrar-dışkı yapma, donma, kusma.

-Görüntülerden korkma, kaçma, donma, idrar-dışkı yapma, kusma.

-Tuvalet eğitimi olmasına rağmen eve idrar-dışkı yapma.

-Aşırı saklanma ve kaçma eğilimi.

-Diğer köpeklere, kedilere saldırma ya da onlardan korkma-kaçma.

-İnsanlara saldırma, korkma ya da kaçma, donma.

-Herhangi bir eşyayı, alanı ya da canlıyı sahiplenme ve saldırgan tavırlar.

-Dokunma, yaklaşma gibi fiziksel temaslara karşı saldırma, korkma, kaçma, donma.

-Bazı insanlardan uzak kalınca ya da etkileşim alamadığında ajite olma.

-Herhangi bir canlıya ya da eşyaya karşı aşırı düşkünlük

-Oyun oynamada isteksizlik

-Dışarı çıkmak istemede isteksizlik ya da eve dönmek için aşırı tavırlar

Bu ve benzeri davranışları köpeğinizde gözlemlediğinizde, köpeğinizde psikolojik ya da psikiyatrik bir sorun olabileceğini ya da potansiyel olarak sorun yaşama ihtimalinin yüksek olabileceğini hatırlamanızı tavsiye ederim.

Bu semptomlar, yazının başında da belirtildiği üzere farklı klinik davranış hastalıklarının semptomları olmaktadır, bu sorunu ortaya çıkartan etkenin ne olduğu psikolojik ve davranışsal muayeneler ile belirlenerek bir tedavi oluşturulmalıdır.

 Köpeğinizdeki davranış bozukluğu belirtilerini test etmek için, Veteriner Psikoloji Testimize doldurabilirsiniz.

 

Veteriner Hekim – Hayvan Davranış Uzmanı

Gökhan DURUKAN

Köpeklerde Kısırlaştırma ve Davranış Bozuklukları

Erkek köpeklerde cinsiyet hormonların büyük bir kısmını üreten testislerin operatif yöntemlerle uzaklaştırılması işlemine ‘’orşiektomi’’, dişi köpeklerde üremenin kontrolü şu an popüler olarak yapılan gebelik ve doğum faaliyetlerini sürdüren, ovum, ovaryum, uterus organlarının uzaklaştırılması işlemine ‘’total ovario histerektomi’’ operasyonu denmektedir.

Özellikle erkek köpeklerde, erken dönemde(12 ay öncesi) aşırı hareketlilik, havlama, hırlama, saldırganlık, insanın ya da köpeğin üzerine atlayarak pelvik hareketler yapılması gibi davranışlar ampirik olarak testosteron hormonuna bağlanmaktadır.

Fakat yakın dönem yapılan çalışmalar köpeklerde hareketlilik, havlama, eşya parçalama, saldırganlık, hırlama, pelvik kenetleme davranışlarındaki artış, sıklık ve rahatsız edici düzeyde olmasının nedeni stres, anksiyete ve korku sorunlarıdır.

Stres, anksiyete ve korku sorunlarında, yukarıda bahsedilen davranışlar ve bunlara ek olarak gözüken davranışlar görülmektedir. Özellikle androjen hormonlarının eksikliğinde ya da yetersizliğinde canlılarda özgüven, stres yönetimi, korkunun kontrolü gibi köpeği daha sakin ve kontrollü bir davranış hareketi yapmaya yardımcı olacak özelliklerinde de azalma olması, özellikle bahsedilen orşidektomi ve total ovariohisterektomi operasyonlarının stres bozukluğu, anksiyete bozukluğu ya da korku ilişkili saldırganlıklarda saldırı oranını %30 oranında arttırdığı, strese bağlı pelvik kenetlenme hareketlerini azaltmadığı, anksiyete bozukluklarında görülen havlama ve hırlamayı azaltmadığı ve hatta arttırdığı bildirilmektedir.

Bahsi geçen operasyonların, erkek köpekler arasındaki cinsel yarışmadan(dişiye ulaşma ve çiftleşme) kaynaklı potansiyel kavga davranışlarını oluşmasını engelleyebileceği düşünülmektedir, fakat burada da kaynağa ulaşma konusunda stres ve kaygı kontrolü yapamayan bireylerin kavgaya-saldırı davranışlarına yatkınlığı düşünülürse, erkek köpekler arasındaki kavgayı başlamadan bitirmiş olsa da diğer stres ve kaygı sorunlarında köpeğin saldırgan-kavgacı tavırlarında yukarıda bahsedilen nedenlerle artma sağlaması olasıdır.

Ayrıca aşırı hareketlilik, enerji atamamak, yürüyüş yapmamak gibi nedenler köpeklerde saldırganlığa ya da davranış bozukluklarına sebep olmamaktadır. Cinsel yönelimin tatmin edilmemesi de saldırgan davranışlara, havlamaya, hırlamaya neden olmamaktadır.

Dişi köpeklerde de yukarıda bahsedilen tüm davranışlar görülmektedir, özellikle kısır olup olmamasına bakılmaksızın ya da juvenil(ergenlik) dönemine girmemiş dişilerde de strese bağlı olarak pelvik kenetlenme hareketleri, saldırganlık, havlama, hırlama, aşırı hareketlilik görülmektedir.

Dişilerde de TOVH operasyonları bahsedilen tüm olumsuz etkilere sahiptir.

Bahsedilen nedenler göz önüne alındığında, özellikle sokak köpeklerinin üremenin kontrolü için bahsedilen operasyonlar ülkemizde yapılması akılcıdır, fakat saldırganlığı arttırabileceği ya da azaltmayacağı mutlaka göz önüne alınmalıdır; ev köpeklerinde üremenin kontrolünün sağlanmasının başka yolları da olması nedeniyle bahsi geçen operasyonlar bireyin psikolojik durumu göz önüne alınarak karar verilmeli, anksiyete, korku, stres problemi olma ihtimali olan köpekler doğru bir psikolojik muayeneden geçirilmeden geri dönüşü imkansız bir operasyona bilinçsizce maruz bırakılmamalıdır.

Veteriner Hekim

Gökhan DURUKAN

 

 

Kaynaklar:

-Assessment of serotonin in serum, plasma, and platelets of aggressive dogs, Journal of Veterinary Behavior (2012) 7, 348-352

 

– Analysis of 1040 cases of canine aggression in a referral practice in Spain, Journal of Veterinary Behavior (2007) 2, 158-165

 

– Canine aggression toward family members in Spain: Clinical presentations and related factors, Journal of Veterinary Behavior 12 (2016) 36e41

 

– Effects of surgical and chemical sterilization on the behavior offree-roaming male dogs in Puerto Natales, Chile, Preventive Veterinary Medicine 123 (2016) 106–120

 

– Risk factors associated with stranger-directed aggression in domestic dogs, Applied Animal Behaviour Science 197 (2017) 45–54

Eğitimli Köpek mutlu köpek midir?

            Bir köpeğin eğitim düzeyi ile mutluluğu arasında maalesef ki hiçbir olumlu bağlantı yoktur. Aksine eğitim ya da davranış konusundaki kulaktan dolma, gerçekten köpek etolojisi(köpek davranış bilimi), köpek psikolojisi ve psikiyatrisi hakkındaki tarihin çöplüğüne karışmış yanlış, gerçeklikten uzak bilgilerle donatılmış kendisini uzman sayan köpek eğitmenleri, köpek dövücüleri(köpeklere fiziksel ceza verdikleri için bu şekilde hitap edeceğim), köpek uzmanları(kendileri böyle diyor), köpek davranış uzmanları(ülkemizde böyle bir akademik ya da mesleki uzmanlık henüz yok), köpek psikologları(tüm dünyada psikologluk türlere özgü olmadığı gibi ülkemizde de böyle bir meslek yok) tarafından bu kişilerin uygulamalarına ve dayatmalarına maruz kalan köpeklerin vaaay halineee!

 

Bu yazım biraz sert olacak, baştan söylemekte yarar varJ

 

Köpek konusunda doğru bilgiye sahip olmadan, ailelerin bilgi eksikliğini, zor durumda olmalarını, acele karar vermek zorunda kalmalarını, arama motorlarından çıkan sonuçların da bu bilgi kirliliğini desteklemesiyle; aileler ve köpekler bu yanlışlığın tam ortasına düşüyor.

 

Aile köpeğini eğittirdiğini, sorun olan davranışlarını çözdüğünü, köpeğin muma döndüğünü sanırken, sorunlar gün geçtikçe soğuk sunulan intikam gibi gün yüzüne çıkıp işin içinden daha da çıkılamaz, daha güçlü, daha şiddetli olarak önlerine seriliyor.

 

Peki neden bu durum böyle?

 

Çünkü, köpeği eğitirken sizin görmediğiniz psikolojik ya da fiziksel şiddet uygulanıyor. Komut alan köpeğin, komut ile davranış arasındaki ‘’o an’’da beden dilini çözümlediğiniz an, köpeğin stresini, korkusunu görebiliyorsunuz. Köpek ya düşünmeden komutu yapıyor ya da yaptıktan sonra doğru mu yanlış mı yaptığı konusunda komut verenin gözlerine itaatkar bir bakış atıyor.

 

Peki köpekleriniz neden düşünmüyor? Siz her istediğinizi yapan duygusuz bir robot mu istiyorsunuz yoksa sizinle yaşayan mutlu bir köpek mi?

 

Köpek, eğitimde başarısızlıklarının sonucu olarak ceza gördüğünde ya da yanlış bir terim olarak kullanılan ‘’correction-düzeltme’’ aldığında, köpek düzeltiliyor mu yoksa bozuluyor mu? Verilen her ceza köpekte strese neden olurken, köpeğin güven seviyesini indirmekte ve bu cezayı veren kişiye karşı da güvensizlik hissi oluşturmaktadır.

 

Hızlı yürüyen köpeğini boynundan caaart diye çeken amca, köpeği masaya çıktı diye ona bağıran teyze, halıya idrarını yaptığı için ona haaayııır diye haykıran ev hanımı, köpeği önünden yürüdüğü için ona şiiiiiit diye bağıran genç arkadaş, köpeğin mamasını koyduktan sonra dakikalarda bekleten ağbii, köpeğinden önce yemek yiyen köpeğini saatlerce aç bırakıp şekerini düşüren beyaz yakalı, köpeğinizin sizinle hiyerarşik bir yarışı falan yok lütfen sakin olun ve şu Cesar’ı izlemeye ara verin.

Köpeğinizle doğru bir iletişim kurmak istiyorsanız, onunla yarışmaktan vazgeçin çünkü o bu yarışa dahil olmak istemiyor, onu bu yarışa zorlamak onda stres yaratıyor, köpeğinizle doğru iletişim kurmak için saçma komutlar ve gösteriler yerine, köpeğinizle nasıl oyun oynanır, köpeğinizin zihnini nasıl geliştirebilirsiniz, köpeğinizin gelişimine nasıl katkı sağlarsınız, köpeğinizin mutluluğu için neler yapmalısınız bunları düşünmelisiniz. Artık Lorenz öldü, Cesar’ın da sürekli ölüm haberleri geliyor. Bunlar bilimsel ölüşlerJ

 

Köpeğinize sürekli yanlış yaptığını göstermek yerine ona alternatif yollar sunun!

 

Köpeğinize sürekli hayır, gitme, yeme, içme, hoplama, zıplama, çiş yapma, çıkma, havlama vs gibi olumsuz komutlar vermekten vazgeçin…Bunları yaptığı için onun karşısında ona patronu gibi bağırıp, sinirli insan beden dili ile iletişime geçmeyin, başta da söylediğim gibi bu onda güvensizlik ve strese neden olur. Doğruyu bulmak için yanlışı değil doğruyu gözünü sokun!!!

 

Eğitim vericem derken ona stres hediye etmeyin. Bunun için de yapmanız gereken ona patronluk değil dostluktur, dostlukta bağırıp, çağırmak yoktur, yanlış yapanın elinden tutulur doğrusu gösterilir ve bu yapılırken dostunuzun mutlu olması için ona kendini iyi hissettirmelisiniz.

 

İnsanlığın en eski dostunuzu birkaç kendini bilmez için üzmeyin.

 

 

 

 

Köpekler İçin Aktiviteler

Bir çok aile köpeğinin yorulmadığı için depresyonda ve stresli olduğunu düşünür, köpeğini yormak için günde 1-2 saat köpeğiyle uzun yürüyüşler, fiziksel aktiviteler yapmak için program yaparlar.

Bir köpeğin günlük hareket rutinine uyarak onu yormak, uyutmak gibi ütopik düşünceleriniz varsa mutlaka öncelikle işi gücü bırakıp triatlon sporcusu olarak hazırlıklara başlamanızı öneririm, ya da günlük 5-10 dakikalık köpeğinizin hem zihinini hem de bedenini harekete geçirecek ve karşılıklı iletişiminizi sağlıklı bir şekilde arttıracak aktiviteler bulmanızı öneririm.

Her köpeğin ilgisini çekecek aktivite farklıdır. Çünkü köpeğin ilgisini çekecek şeyi bulmak için onunla birebir vakit geçirmek gerekir, çoğu köpek gıdaya, topa, pet şişeye, halatlara, paçavralara vs değişik materyallere karşı ilgili olabilir.

Köpeğinizle yaratacağınız aktivitede dikkat etmeniz gerekenler,

1.Öncelikle köpeğinizle oyun oynadığınızı unutmayın.

2.Oyunla birleşen eğitimler her zaman olumlu sonuç verir.

3.Köpekler dünyayı duyularıyla algılarlar, aynı anda farklı duyularını harekete geçiren oyunlarda, hem zihin kapasitesi artaracak hem de daha kalıcı öğrenme sağlayacaktır.

4.Farklı duyuların kullanılmasıyla bu duyuların etkinliği artaracaktır.

5.Her oyun belirli bir süre sonra tek düze olmaya başlar, o nedenle köpeğinizi sıkmadan, her gün için bir oyununuz olsun ve haftada 3 den fazla aynı aktiviteyi peşpeşe yaparak köpeğinizi sıkmayın.

6.Aktiviteleriniz başlangıçta 5 dakikalık olsun ileriki zamanlarda aktiviteler 15 dakikayı geçmesin ve köpeğiniz sıkılmadan aktiviteyi sonlandırın.

7.Aktivite sonrasında kısa bir gezinti yapabilirsiniz.

8.Karşılıklı etkileşimde bulunup oyun arkadaşlığı yaptığınız aktiviteler sizinle köpeğiniz arasındaki ilişki olumlu yönde düzenler.

9.Aktivitelerde köpeğinizin şımarmamasına, fazla tacizkar olmamasına özen gösterin, sizi rahatsız edecek ve sıkacak hareketlerde bulunduğu zaman aktiviteyi sakince sonlandırın.

  1. Her aktivite için belirli bir başlangıç ve sonlandırma komutunuz olsun.

 

Herkese köpekleriyle birlikte güzel anlar dilerim.

Veteriner Hekim Gökhan DURUKAN