Ankara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü’nde Yüksek Lisans çalışmam olan ”İnsan-Köpek Etkileşimi”ni 13.06.2018 tarihinde başarılı bir şekilde savunarak, yüksek lisans eğitimimi tamamlayarak ”Bilim Uzmanı – Master of Science” ünvanını aldım.
veterinary medicine
Sokak Köpeklerinin Davranışı ve Kontrolü Eğitim Semineri
İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner Hizmetleri Müdürlüğü kapsamında yapılan seminerimizde, sokak köpeklerinin tanımak, köpeklerin iletişim dilini ve beden dillerini öğrenmeyi sağlamak, sokak köpekleriyle iletişim temelleri konusunda bilgi sahibi olmak, köpek ısırıklarının önlenmesi için neler yapılması gerektiğini bilmek, köpeklerin sürü ve bireysel olarak davranışlarının görmek ve bu davranışlarının ne anlama geldiğini anlamlandırmak, sokak köpeklerinin sahada kontrolünü sağlamak ve tüm bu konuların uygulamada nasıl kullanılacağını ve en önem verdiğim hususlardan biri olan insancıl yakalama çalışmaları hakkında neler yapılabilir örneklerini tüm ilçe ve büyükşehir veteriner hizmetleri çalışanları olan veteriner hekimler, yakalayıcı ve bakıcı arkadaşlara anlatmaktan büyük keyif aldım.
2 gün boyunca toplam 94 katılımcı arkadaşlarımızla sokak köpekleri davranışları hakkında bilgi alışverişinde bulunduk.Gündüz teorik eğitimlerimiz sunum eşliğinde yapıldı sonrasında ise uygulama alanında sokak köpeklerinin beden dili, iletişim davranışları gibi sahada uygulama pratiğinde, veteriner hizmetleri çalışanlarına katkı sağlayacağını düşündüğümüz uygulamalar eşliğinde iki günümüzü dolu dolu eğitimler tamamladık.
Seminerimizin düzenlenmesinde ve sokak köpekleri popülasyonunun insancıl yönetimi için emek harcayan İzmir Büyükşehir Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Veteriner Hekim Dr.Hande Özyoğurtçu Gültekin’e ve tüm katılımcılara teşekkür ederim.
Eğitim konu başlıkları için tıklayınız.
Davranış Bozukluklarında İlaç Kurtarıcı mıdır?
Yazıyı okumadan cevap arayanlar için:) Hayvanlarda görülen davranış bozuklukları ya da psikiyatrik hastalıklarda ilaç kullanmak mümkündür.
Yazının bu kısmı da neden mümkündür, gerekli midir, hangi hallerde gereklidir sorusuna cevap arayan okuyucular için.
Kazanılmış, yani dış etkiler(insan ilişkileri, travma, sadist bir olay) ya da organizmanın kendi iç stres nedenleri(yalnız kalma hissi, herhangi bir hastalık) gibi nedenlerle ortaya çıkan durumlarda sentral sinir sistemi(beyin)’de oluşan mediyatörlerdeki değişiklikler gibi durumlarda dahi tek başına davranış terapisi, bu konunun uzmanı tarafından bilimsel metotlarla uygulandığında ilaçsız tedavi mümkündür. İlacı bu kısımda tedaviye dahil edilmesi hekimin vereceği karara göre uygulanmalıdır. İlaç tedaviyi hızlandırabileceği gibi bu konuda yeterli bilgisi olmayan ya da yanlış ilaç seçimi yapan bir hekim tarafından verilen ilaç davranış terapisini olumsuz etkileyebilir. Fakat konunun uzmanı tarafından reçete edilen uygun ilaçlar tedaviyi hızlandırıp, sonuç alma oranını arttırdığı bildirilmektedir.
İlaçların bu durumda etkisi hastayı, terapistle senkronize çalışmaya uygun kılar, bir nevi işbirliğine ikna eder. Fakat hayvanlarla iletişime geçmek insanlardan çok daha kolay olduğu düşünülürse, çünkü hayvanlarda insanlar kadar komplike canlılar değillerdir, ilaçsız tedavilerde de sonuca ulaşmak mümkündür. Bu durumun, biz veteriner hekimlerin avantajı olduğunu düşünürüm her zaman, canlının biyolojisine doğrudan müdahale etmeden, onunla iletişime geçerek, doğru ve yanlışları öğretmek her zaman çok daha kalıcı ve doğru sonuç almamıza imkan tanır. Doğru yapılan davranış terapisi, başlangıçta düzensiz olan nöromediyatörlerin de düzenli bir hale gelmesine yardımcı olacaktır.
Tek başına ilaçla yapılan davranış bozukluğu tedavisini, gemiden düşmüş bir yolcuya can simidi atılmasına benzetiyorum, yolcu çekilmek için hazırdır fakat onu gemiye çekecek biri olmalı, çekerken ne yapması gerektiğini, ne yapmaması gerektiğini gösteren bir kılavuz olmalıdır. Eğer kılavuzu yoksa can simidiyle birlikte seyahatini tamamlar…
Sonuç olarak, davranış teapisi davranış bozukluğunun olmazsa olmazıdır, bununla birlikte gerekli durumlarda psikiyatrik ilaçlar da tedaviye yardımcı olarak eklenebilir.
Veteriner Hekim Gökhan DURUKAN
Türk Çoban Köpeği Kangalın Davranış Özelliklerine Genel Bir Bakış
1988 yılında 331 numara ile FCI’a kaydı yapılan Kangal köpeğinin davranışı ile ilgili
standartlar federasyon tarafından; agresyonsuz, cesur, kararlı,sadık, bağımsız, çok zeki,
gururlu ve kendinden emin, sahibine itaatkar ve sadık, yabancılara karşı kuşkuyla yakalaşan bir ırk olarak belirlenmiştir.
1995 yılında AKC (American Kennel Club)’e kaydı yapılan ve 1998’de görev köpeği –
sürü koruma köpeği- sınıfına alınmış olan kangal köpeğinin davranış özellikleri AKC tarafından şu şekilde belirlenmiştir: Dikkatli ve zeki, sakin, sadık, itaatkar, iç güdüsel olarak koruyucu, yüksek oranda teritoryal, cesur ve adaptasyon kabiliyeti yüksek.
Yaklaşık 40 yıldır Kangallar üzerine çalışan KDCA (Amerikan Kangal Kulübü) üyesi D.D.
Nelson, kangal köpeğinin özellikleirnin tipik sürü koruma köpeği özelliklerini kapsayan yerli yersiz agresyondan sergilemeksizin cesur, kararlı, bağımsız, dayanıklı, sakin, sadık, uyanık, kolay eğitilebilir olarak ortaya koymuştur.
Makalenin devamı için lütfen tıklayınız.
Köpeklerde Seksüel Davranışlar ve Veteriner Hekimlikteki Önemi
Giriş
Bu derlemede dişi ve erkek köpeklerin nesillerini devam ettirmek amacıyla güdülendikleri seksüel davranışların kökeni ve oluşum mekanizmaları ve Veteriner Hekimlik yönünden önemini ortaya koymak amaçlanmıştır. Köpeklerin seksüel davranışlarının bilinmesi Veteriner Hekimlikte, sosyal, ekonomik ve halk sağlığının yanı sıra Veteriner kliniklerinde hasta sahiplerinin yönlendirilmesi, köpeklerdeki davranışların anlamlandırılması, davranış bozukluklarının önlenmesinde ve köpek popülasyonunun kontrolünde Hekime yardımcı olur.
Makalenin devamı için lütfen tıklayınız.